HAKKIMDA |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
SATIŞ MÜDÜRÜ NÜN BAŞARISIZLIKLARI
Çoğu Satış Müdürünün Başarısız Olmasının Bir Numaralı Nedeni!
Yazar: Frank Scott
Bir satış müdürünün başarısız olmasının başlıca sebebi, bu konumdaki pek çok yönetici tarafından açık ve net bir biçimde anlaşılamıyor.
Yöneticilerin çoğu, bunu hissediyor, görüyor, yaşıyor… Ama bir türlü tanımlayamıyor! Büyük resmin içindeki detayları fark edemiyor. Bu makaleyi bitirdiğinizde, işinizi büyütmek için gerekli sebebe ve çözüme kavuşmuş olacaksınız.
Pek çok müdürün başarısız olma nedenini zaten bildiğinizi düşünebilirsiniz. Sadece keyif için, bir an durun ve (açıklamamı sizinle paylaşmadan önce) bir numaralı sebep olduğunu düşündüğünüz şeyi aklınıza getirin. Lütfen, doğru olduğunu düşündüğünüz yanıtı bulana kadar devam etmeyin.
Şimdi, sizce, ilk etapta neden soruyu yanıtlamanızı istiyorum? Basit! Olur da yanlış yanıt verirseniz, o zaman doğru yanıt, üzerinizde daha fazla etki yaratacaktır. Bir nevi “İŞTE!”
Peki… Yanıtı buldunuz mu? Öyleyse, devam edelim.
Anlama: Bir satış müdürünün başarısızlığı, muhtemelen, bir kişiyi satış uzmanı olarak başarılı kılan özelliklere dayanıyor.
Bir satış uzmanı olarak, başkalarının değil, kendinizin elde ettiği sonuçlara odaklanırsınız. Başarılı bir satış müdürü olmak için, satış uzmanı şapkasını çıkarıp satış müdürü şapkası takmalısınız. İş performansınız, artık başkalarının elde ettiği sonuçlara göre değerlendirilecektir.
Bazı satış müdürleri, bu gerçeği hemen fark edemiyorlar. Çoğu iyi yönetici, geçmişte ancak ortalama bir satış uzmanı iken, empati duygusu, iş ahlakı, sağlam yargı gücü, vb. ona terfi yolunu açıyor. Harika bir satış uzmanı olmadan da harika bir yönetici olabilirsiniz.
İlginç Nokta: “Yönetici” sözcüğü nereden geliyor? Yönet-ici. Gözetimi altındaki insanları yöneten kişi. Kolay bir iş değil. Özellikle de organizasyon şemasında sizden bir üst derecede bulunan kişi, terfi etmeden önceki kişisel verimlilik düzeyini korumanızı beklerse.
Birinci Adım: Yeni bir yönetici olarak, sizin ve patronunuzun (ya da gözetimcinizin) aynı noktada buluştuğunuzdan emin olarak işe başlayın. Patronunuzun (ya da gözetimcinizin) ne tür sonuçlar beklediğini tam olarak anlamak için sorular sorun.
Ekibinizin elde ettiği sonuçlar, özellikle günümüz ortamında mesleki güvenliğinizi doğrudan etkiler. Beklentilerin gerçekçi olduğundan emin olun. Karşı tarafla uzlaşmaya çalışın. Böylece, birinci adım tamamlanır.
Geleneksel olarak, bir sonraki aşamada meydana gelen durum ise şudur: Birini eğitmek için inanılmaz zaman ve çaba harcarsınız. Tam verim almaya başlamışken, söz konusu kişi, başka bir iş teklifi alır, taşınır ya da sadece kişisel nedenlerle işi bırakır.
O zaman, tüm eleman alma süreci yeniden başlar:
İlan vermek.
Telefon görüşmesi yapmak.
Yüz yüze görüşmek.
Sınıf eğitimi.
Alan eğitimi. (Ve aradaki daha küçük adımlar.)
Topladığınızda, hepsi epey iş demek. Sonuçta bizi götürdüğü nokta da…
Pek çok satış müdürünün başarısız olmasının bir numaralı nedeni.
Buna EĞİTİM SÜRECİ YORGUNLUĞU adı veriliyor.
Eğitim Süreci Yorgunluğunu, çocukluğumuzun yabani ot kesme deneyimine benzetiyorum. Bunu yapmaktan nefret ediyordum. Tembel olduğumdan değil. Sadece bu yabani otların yeniden biteceğini bildiğimden. İşe olan isteksizliğim, aynı şeyi tekrar tekrar yapmak zorunda kalmam yüzündendi. Hiçbir şekilde gerçekten ve kalıcı başarıya ulaştığınız hissini vermiyordu. Nefret ediyordum… Dolayısıyla, mümkün olan her fırsatta bu işten uzak duruyordum.
Aynı durum, satış uzmanı adaylarını eğitirken de oluyor. Aynı eğitimi tekrar tekrar vermekten yoruluyorsunuz. Böylece, ya standartların altında bir eğitim veriyorsunuz, ya da basit bir biçimde hiç eğitim vermiyorsunuz. (Haydi, bununla yüzleşelim… Bir şeyi yapmak istemediğimizde, özür bulmak kolaydır… Ya da en azından, daha az önemli olan başka bir bahane bulmak. Bu, suç faktörünü ortadan kaldırmamıza yardım eder.)
Şimdiye dek bu kadar bilinçli bir yaklaşım sergilememiş olabilirsiniz ama… Bilinçaltınızda gizli kalmış yararsızlık duygusu, bilinçli eyleminizi (ya da eylemsizliğinizi) etkiliyor.
Eğitim Süreci Yorgunluğu… Bu sendrom, çeşitli biçimlerde kendini gösteriyor:
- Bitkin oluyorsunuz.
- Değerini anlamıyor; ender eğitim veriyorsunuz.
- Eğitimden kaçmanın yollarını arıyorsunuz, vb.
Aynı şeyleri tekrar tekrar ve hiçbir tatmin duygusu olmadan (ya da çok az tatminle) yapmak sıkıcı olabiliyor. Öyleyse, bu işi neden bir başkasına devretmeyesiniz? Satış eğitiminde sizden (muhtemelen) daha iyi birine. Her an sağlam tutarlılık gösterecek ve hiç yorulmayacak birine. Kulağa hoş mu geliyor? (Nasıl olacağını birazdan anlatacağım.) Bu arada…
EĞİTİM SÜRECİ YORGUNLUĞUNU nasıl önlersiniz?
Yanıt: Elemanlarınızı sıradışı bir eğitimle elinizde tutun.
Satış elemanlarınız başarılılarsa, onları elinizde tutma şansınız çok yüksektir. Şimdi, eğitim verdiğinizde, amacınız, mevcut satış elemanlarının yerine yenilerini almak değil, satış gücünüzü (ve veriminizi) artırmaktır.
Sıradışı eğitimi nasıl verirsiniz?
Size birkaç pratik ve etkili ipucu vereceğim; ama bunlar devrimsel nitelikte şeyler değil. Kullanmasanız da muhtemelen bunları zaten iyi biliyorsunuz:
1. Eğitimi daha ciddiye alarak işe başlayın. Her satış elemanı için dürüst bir biçimde harcadığınız zaman ve çabanın, (doğru yapılırsa) uzun vadede kârlı sonuçlar getirebileceğini bilin. Dürüstçe ve çok çalışın; böylece uzun vadede çok çalışmanız gerekmez. Bu, gerçekten hedeflerinize ulaşmanın en kolay yoludur.
2. Her şeyiyle tam ve planlı bir eğitim süreciniz olsun. Çoğu yönetici, tam tersini yapıyor. Yeni adaylara bazı temel bilgileri vermekle yetiniyor ve onlardan bu “çetin okul”un geriye kalan derslerini kendi başlarına öğrenmelerini bekliyor. (Bu yöneticilerin modası çoktan geçti.)
Yetersiz eğitim, yeni çalışan tarafında düşmanca bir tavır oluşmasına da neden oluyor. Onlar aptal değiller. Başarılı olmak için gereksinim duydukları eğitimi vermek amacıyla gerçekten dürüst bir çaba gösterip göstermediğinizi anlıyorlar. Bir şey söylemeyebilirler; ama hatırlayacaklardır. Onlarda oluşan bu his, ileri bir tarihte size zarar verecek biçimde kendini gösterebilir.
Sağduyunuzu kullanın. Bu insanların mesleki güvenliğinizi etkileyeceklerini hatırlayın. Saygılarını kazanın.
Eğitimde bir şeyin olacağını varsaymayın. Her şeyi test edin.
Rol yapın.
Onlarla birlikte randevularına gidin.
Aldıkları sonuçları yakından takip edin.
Tutumlarını dikkatle inceleyin.
Elemanlarınızı dinleyin.
Başka her hayvanda olduğu gibi. İlgi gösterirseniz, size mutlu ya da üzüntülü olduklarını söyleyeceklerdir. Mutlu insanlar terk etmezler! Mutsuz olanlar ise (kendi seçimlerinin ya da sizin seçiminizin sonucu olarak) terk ederler. Onları mutlu kılın!
Aynı derecede önemli olan bir başka gerçek ise eğitimin devamlı bir süreç olduğudur. Satış gücünüzü artırmak için, ayrılan bir satış elemanının yerine birini alırken, piyasaya yeni ürünler sunarken, vb. eğitim verirsiniz.
Eğitim durağan değil, dinamiktir; çünkü değişim süreklidir. İşte bu noktada bazı zorluklar ortaya çıkar. Bir günde, epey saat vardır. Eğitim, sizin sorumluluğunuzda olmayabilir. Aslında, genellikle değildir. İşin sahibiyseniz, muhtemelen çok fazla şapkanız var. Bu olduğunda eğitim sıklıkla göz ardı edilir (ya da bilinçaltında ondan uzaklaşılır). Dış kaynakları kullanmanız ve EĞİTİMİ OTOMATİĞE BAĞLAMANIZ gereken nokta burasıdır. İşinizi kolaylaştıracak tüm araçlardan yararlanmalısınız!
Şimdi, size her hafta tonlarca zaman kazandıracak bir dizi basit çözüm sunacağım ve daha keyifli bir yöneticilik deneyimi edinmenizi sağlayacağım.
Eğitimin iki temel alanı:
-Ürün (sattığınız şey) hakkında eğitim vermelisiniz.
-Yapılanlar (nasıl sattığınız) hakkında eğitim vermelisiniz.
1. Çözüm (Ürün için)
Ürün eğitimi, kolay olmalı. Zamanı verimli kullanmak için basılı malzemelerden yararlanın. Ürününüzü/ürünlerinizi tanımlayan, her bir özelliğini ve faydasını genel hatlarıyla anlatan bir doküman hazırladınız mı? Zamanınızı yeni adaylara ürününüzü tekrar tekrar anlatarak harcamak zorunda değilsiniz. (Ama çoğu yönetici, tam olarak bunu yapıyor.)
Neden bir katalog (ya da) şema (ya da) broşür (ya da) ses kaseti (ya da) eğitim filmi (ya da) bunların bir kombinasyonu hazırlanmasın? O kadar zor değil ve size inanılmaz ölçüde zaman kazandırır. Aynı zamanda, eğitimin şirket genelinde tutarlı olmasını sağlar. Herhangi bir günde kendinizi nasıl hissettiğiniz ya da önemli bir konuyu unutmuş olmanız fark etmez. Doküman hazırlamak, görece olarak ucuzdur ve büyük bir geri dönüş sağlar.
Ayrıca, elemanlarınızı elde tutmak için önceden tasarlanmış testleri kullandığınızdan emin olun. Ne bekliyorsanız onun yoklamasını yapın! (Öte yandan, yüksek puanları küçük bir hediyeyle ödüllendirmek kimseyi incitmez.)
2. Çözüm (Yapılanlar hakkında bilgi için)
Satış elemanlarına satış yaratmayı nasıl öğretirsiniz?
Benzersiz bir ürününüz ya da hizmetiniz olabilir; ama somut satış teknikleri, genel olarak her tür ürün ya da hizmette işe yarar.
Satış elemanlarına müşteri yaratmayı ve satışı tamamlamayı öğretmek, ürün bilgisi öğretmekten daha zor ve zaman alıcıdır.
Gerçekçi olun. Belki de geçmiş birikiminiz, birine bir şey öğretmeniz için yeterli değildir. (Satış elemanları, eksik yönlerinizi anında fark edebilirler.)
(Ya da) belki de yeniden üretilemeyecek benzersiz bir satış yönteminiz vardır ve (ya da) bu, yetersiz eğitimin muhtemelen en yaygın nedenidir. BARİZ BİR BİÇİMDE MODANIZ GEÇMİŞTİR!
Haydi, bununla yüzleşelim. Dışarıda binlerce küçük işletme var. Bunlar büyümek istemiyor; çünkü büyüme, en basit şekliyle, yeni personel alıp eğitmeyi ya da tam zamanlı bir satış eğitmeni çalıştırmayı gerektiriyor.
Bir kez daha dış kaynakları kullanın. Parmaklarınızın ucunda yeterince kitap, kaset ve satışla ilgili malzeme var. Hangi malzemelerin, ürün ya da hizmetinizin yanı sıra iş yapma yönteminiz ile de yakından ilgili olduğuna karar verin. Dışarıdan alınan profesyonel yardıma fiziksel bir varlığın eşlik etmesi gerekmiyor. Bu size epey zaman kazandırmaz mı?
Sonuç olarak, eğitim, işinize bir engel gibi görülmemelidir. Sadece hazırlanın, tam eğitim verin, sürekli eğitim olmasını bekleyin ve dış kaynak/araçların (mümkün olduğunca) sizin adınıza iş görmesine izin verin.
Eğitim Süreci Yorgunluğunu sonsuza dek ortadan kaldırın.
Eğitiminizi otomatik pilota bağlayın.
|
Salesmax Dergisinde Acar Baltaş
Satış Müdürü Nasıl Başarısız Olur?
Herkes hata yapar ve hatalarından öğrenir. Ancak bu eğitim için pahalı bir yoldur., Bütün hataları yaparak düzeltecek kadar uzun yaşamayacağımız için başkalarının hatalarından öğrenmek daha akılcı bir yoldur. Bu yazıda başarısız satış müdürlerinin neleri yapmakta zorluk çektikleri üzerinde duracağız.
Giriş
Satış işletmelere doğrudan gelir sağlayan bir faaliyettir ve şirketlerin en öncelikli işleri arasında yer alır. Satış yönetimi bu çerçevede işletmelerin can damarını oluşturur. Satış yöneticisinin sorumluluklarının bir bölümü, işletme amaçları doğrultusunda strateji ve taktikleri belirlemek ve satış politikaları doğrultusunda uygulamaları yöneterek işletmeyi hedeflerine ulaştırmaktır. Satış yöneticisinin görevinin aynı derecede önemli ikinci yönü ise, kendisine bağlı olarak çalışan satış temsilcilerinin yetkinliklerini belirleyerek onları doğru seçmek eğitmek, ihtiyaçlarını karşılamak, uygun iletişim, yönlendirme ve liderlik becerileriyle motivasyonlarını, başarma arzularını ve satış performanslarını yüksek tutmaktır. Satış temsilcisi alanda müşteriyle yüz yüze bireysel olarak satışları artırmaya çalışırken, satış yöneticisi de, yönetiminden sorumlu olduğu satış gücünün performansını artırarak satış politikasını gerçekleştirir. Satış yöneticisi, satış temsilcilerini yetiştirmek ve başarılı olmalarını sağlamak, onların işletmeye bağlılıklarını artırmak, güvenlerini yükseltmek ve onları bir ekip olarak örgütleyerek liderlik etmekle yükümlüdür. Satış temsilcilerinin başarısı satış yöneticisinin başarısıdır. Bu nedenle de satış yöneticisi, satış teknikleri konusunda bilgi, beceri ve deneyimlere sahip olduğu kadar, satış temsilcilerinden farklı olarak bazı beceri ve yetkinliklere de sahip olmak zorundadır.
ŞEKİL 1: SATIŞ YÖNETİMİNİN İŞLEVLERİ
Seçme ve İşe Alma
Uygun satış temsilcisini işe alma, satış yöneticisinin temel sorumluluklarının başında gelir. İşe uygun satış temsilcisini bulmak, yeteneği ayırt etmek, seçmek ve işe yerleştirmek ciddi ve maliyetli bir iştir. Yanlış seçim sonucunda başarı güdüsü ve isteklilik düşmesi, satışlara ve dolayısıyla da işletmenin karına ve rekabet gücüne doğrudan yansır. Uygun satış temsilcisi kimdir? Öncelikle işletme içinde uygun iş analizi ve iş tanımları yapılmalı, performans kriterleri saptanarak uygun yetkinlikler belirlenmelidir. Günümüzde artık bu süreçte yöneticiye nesnel ölçütlerle yol gösterecek araçlar olması işleri kolaylaştırır. Örneğin HPI (Hogan Kişilik Ölçümü) tarafından önerilen işlere uygun kişilik özellikleri ve mesleki profiller incelendiğinde şu sonuçlarla karşılaşıyoruz:
Satış Temsilcisi : Etki yaratır, etkiler, başarıya odaklanmıştır, ilişki başlatır ve sürdürür, kendine güvenir, dışa dönük, müşteri merkezlidir, bilgi toplar ve analiz eder, kurum bilincine sahiptir.
Satış Yöneticisi : Etki yaratır ve etkiler, öğrenmeye açıktır, uzlaşmayı bilir, etkin bir dinleyicidir, güven verir, performansı düşük çalışanlarıyla yüzleşir, yaratıcı ve esnektir, analitik düşünce sahibidir, yöneticilik potansiyeli yüksektir.
Satış temsilcileri de kendi içlerinde yaptıkları satışın niteliğine göre farklılıklar gösterirler: Örneğin banka pazarlama uzmanları, satış temsilcisi vasıflarına ek olarak, ısrarcı, zeki, hatta kurnaz ve baskındırlar. Buna karşılık sigorta satış görevlileri, ayrıca atılgan, rekabetçi, inatçı, iyimser, enerjik, konuşkandırlar. Tıbbi mümessiller ise satış temsilcisi genel özelliklerine ek olarak, Tıbbi mümessil � problem çözme, öncelik belirleme, dinleme, sunuş, çatışma çözme, başarı güdüsü, örgütleme (bölgesindeki satış tahminleri, bilgilerin düzenlenmesi, nümuneler, raporlama, ürün literatürü, günlük ziyaretler, ikna ve insanlar arası ilişkiler.
dinlemeyi bilir, organizasyon yapabilir, önceliklerini belirler, hedef belirleme ve hedefe yönelik çalışma becerisine sahip, sosyal kişilerdir.
Satış yöneticisinin ekibini, bu tür profiller ve kişilik özellikleri doğrultusunda, uygun psikometrik ölçekler ve görüşme teknikleri uygulayarak seçmesi, işleri başından kolaylaştırır.
Eğitim
Başarılı bir satış gücü oluşturmak için ikinci kritik başarı faktörü eğitimdir. Satış çok sayıda bileşenleri olan karmaşık bir bütündür. Uygun kişilerin işe alınması başarılı bir satış için gerekli yetkinliklerin tümüyle harekete geçirileceği anlamına gelmez. İşe özgü becerilerin kazandırılması, yetkinliklerin geliştirilmesi gerekir. O nedenle, piyasa, işletme, ürün ve rakiplere ilişkin bilgilerin yanı sıra, satış temsilcilerini temel iletişim becerileri, müşteri odaklı yaklaşımın gerekleri, sunuş, itirazların doğru yönlendirilmesi, zaman kullanma, başarma kararlılığı gibi becerilerle donatarak güçlendirmek gerekir. İşinin çok boyutlu gerekleri konusunda güven kazanan satış temsilcisi, moral ve motivasyon bakımından daha yüksek performansı gerçekleştirecek düzeye gelecektir.
Liderlik : Ekip Kurma, Yönlendirme ve Yol Gösterme
Doğru seçilmiş ve doğru eğitilmiş bir satış gücünün ihtiyaç ve önceliklerinin belirlenmesi ve bu ihtiyaçların karşılanması da satış yöneticisinin sorumluluğudur. Bu temel üzerine oturmayan satış strateji, taktik, plan ve uygulamalarının başarılı olmasını beklemek iyimserlik olur. Ortak bir amaç doğrultusunda uyum ve işbirliği içinde çalışacak bir satış ekibi kurmak ve üyelerini harekete geçirmek, vizyonu ve davranışlarıyla onlar üzerinde iz bırakmak ve etki yaratmak, satış temsilcileriyle sürekli iletişim içinde onları izlemek ve yol göstermek, yeni gelişmeleri farkederek değişim başlatmak, kısaca lider yönetici olmak, başarılı bir satış yöneticisinin geliştirmesi gereken yetkinliklerdir. .
Performans Değerlendirme ve Denetleme
Son olarak satış yöneticisi ekibini yakından izleyerek üyelerin performanslarını değerlendirmek, satış temsilcisinin farkında olduğu ya da olmadığı başarı ve sorunları karşılıklı olarak belirlemek, takdir etmek ya da giderilmesi gereken eksikler için gerekenleri belirlemek, satış temsilcisini iş başında izleyerek ve raporlarla denetleyerek saptanacak programların uygulamaya geçirilmesini sağlamalıdır.
Tüm bu görevlerin eşgüdümünün karşılıklı ve açık iletişimle sağlanması, satış yöneticisinin sorumluluklarının temelini oluşturur. Ekip üyeleri için açık ve ulaşılabilir hedefler belirleyen, onları işe almaktan eğitime, ihtiyaçlarının belirlenmesinden bir amaç birliği içinde çalışmaya, yönlendirme, değerlendirme ve denetlemeye kadar yakından izleyen, başarılarını takdir eden, sorunlarına eğilen, başarma arzularını yüksek tutan lider başarılı bir satış yöneticisi, işletme amaçlarına etkin katkılar yapan ve şirketin rekabet gücünü artıran değerli bir yöneticidir.
Sonuç
Şimdi baştaki sorumuza geri dönelim. Satış yöneticiliği satış teknikleri ve becerilerinde yetkinleşmek ve yönetim tekniklerini doğru yöntemlerle hayata geçirmekten ibaret değildir. Satış müdürlüğü bu becerilerin üzerine eklenecek bir davranış ve ilişki biçimidir; çeşitli basamakların birbiriyle uyumlu bir bütünlük ve etkileşim içinde birbirine bağlanmasını sağlayan bir bakış açısıdır. Satış müdürünün yukarıda sıralanan sorumlulukları ve görevleri yerine getirmesinde herhangi bir aşamada başarısız olması, zincirin halkalarını birbirinden koparır, tüm zincirin inandırıcılığını ve etkinliğini bozar ve başarısızlığa neden olur.
Yönetim
Şirket içindeki iletişim sorunlarının 5 nedeni
1."Ben bildiğime göre, herkes biliyordur"
Şirket içindeki iletişim sorunlarının en sık rastlanan sebebi,
yöneticilerin, kendi bildikleri herşeyin, diğer bütün personel
tarafından da bilindiğini düşünmesidir. Oysa personel çoğunlukla,
gerekli bilgilendirme yapılmadıkça, yetersiz bilgiye sahiptir.
2."Biz bürokrasiden nefret ediyoruz"
Yeni kurulan şirketlerin yöneticileri esnek olabilmek için çoğunlukla
'bürokrasi' olarak gördükleri yapıların oluşmasına izin vermezler. Oysa
bürokrasi, iş süreçlerin yazılı prosedürlere bağlanmasıdır. Şirket
büyüdükçe, iş süreçlerinin yazılı bir şekilde tanımlanmamış olması,
karmaşaya neden olur.
3."Bunu, departman müdürlerinden bazılarına söylemiştim..."
İletişim sorununun bir kaynağı da, üst yönetimin iletişim sürecine
gerekli önemi vermemesi ve her şeyin kendilğinden hal olacağını
düşünmesidir. Bunun sonucunda, kimin neyin bildiğinin farkında bile
değildirler.
4."Her şeyi anlatmıştım..."
Bilgilendirme sürecini gerekli biçimde gerçekleştirmiş olsanız bile,
personelin bir kısmı sizin söylediklerinizi farklı biçimde
yorumlayabilir. Genellikle ciddi bir sorun oluşana kadar bu durumun
farkına bile varılmaz.
5."Senin fikrine ihtiyaç duyarsam danışırım"
Son olarak, iletişim sorunlarının bir kaynağı da, yönetimin iletişime
ihtiyaç bile duymamasıdır. Bu düşünceye sahip yönetim, şirket
personelinin tek görevinin işini yapmak olduğunu düşünür. Oysa, toplam
kalite düşüncesinin de gelişmesine paralel olarak, kararların alınmasına
her düzeyden katılım, şirket etkinliğini artırıcı bir unsur olarak
benimsenmiştir...
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 11 ziyaretçi (14 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|
|
|
|